O açılış maçı ile başlayan medya ilgisi ve tutum aslında Sivasspor veya herhangi bir Anadolu takımının arayıpta bulamadığı fırsattı. Gözler az biraz Sivas'a dönmüşken, takımda her hafta maçlarını kazanmaya başlayınca, ligin 5. büyüğü sıfatıyla yürümeye başladı Sivas. Hedef belli: Anadolu'dan bir şampiyon daha çıkarmak. Farkındaysanız şampiyon olmak için gereken herşeye sahip Sivasspor. Medyatik bir teknik direktör, halk desteği, taraftar heyecanı, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin lig üzerinde uzun yıllardan sonra ilk defa hiç bir etkisinin olmayışı...Baskı artınca bunu kaldıramayan Sivasspor ve komik puan kayıpları ile kaybedilen şampiyonluk. Sezon sonunda herşeye rağmen umutla geleceğe bakan bir takım kalmıştı. Oturmuş kadro ve ilk kez katılınacak şampiyonlar ligi.
Aslında bana kalırsa, Sivasspor'u bu noktaya getiren olay Servet Çetin yanılması. Fenerbahçe'de Shevchenko ile olan münasebeti ve taraftarın isyanları ile yolu Sivas'a düşen bu adam, o sene eşsiz bir futbol oynayıp soluğu İstanbul'un avrupa yakasında alınca, Sivasspor yönetimi bir kez dahaneden olmasın düşüncelerine kapıldı. Ama kaçırılan bir çok nokta var.
Herşeyin başında Servet Çetin başarılı bir savunmacı ve tam kelimesi ile söylemek gerekirse kumaşı kaliteli bir savunma oyuncusu. Ağır olması en büyük handikapı. Artıları ise çok iyi bir kesici olup, hava toplarında da geçit vermemesi. Hatta hava topu hakimiyeti kendisine kornerlerde ileri çıkıp ekstra katkı da yapmasını sağlamakta. Şu oyun karakterindeki bir savunmacı için biçilmiş kumaş Sivasspor. Nedeni ise Sivas'ın oyun şablonu. Büyük takımlara karşı mümkün olduğu kadar kapanan ve 4 savunmanın önüne koyulan 2 defansif orta saha ile defansın yıldızı olmak içten bile değil. Fakat Sivas'tan çıkıp 3 büyüklere gelince bu oyuncular sudan çıkmış ak kaşığa dönmekte. Servet'in Fenerbahçe'deki düşüşü Daum'un oynattığı açık orta sahaydı. Şimdilerde aynı sorunla yine eski bir Sivaslı Bilica mücadele etmekte.
Servet Çetin ile başlayan ve Bilica ile devam eden yanılgı Sivasspor'a büyük dertler açıcak gibi. Ya tutarsa denilip Fenerbahçe'den gelen Yasin Çakmak, İspanya macerası ne olduğu belirsiz Ersen Martin(keza Türkiye Ligi macerası da soru işareti), İBB'den gelen Erman Kılıç ve Antalya'dan gelen Uğur Kavuk en dikkat çeken isimler. Gidenler ise rotasyonun ciddiyetini göstermekte. Balili, Bilica ve Herve Tum Sivas'ın şu geçen 2 senesinde en önemli görevi üstlenenlerdi. Gelenler gidenleri aratır mı denilirse, maalesef cevap evet olucak. Sene başından beri oynanan maçlara ve skorlara bakıldığında son 2 senedir görülmeyen bir Sivasspor var sahada. Yasin Çakmak hiç yerinin adamı gibi durmazken, Ersen Martin, Mehmet Yıldız'sız sahada yokları oynamakta. Buna formsuz Petkovic ve Akın eklenince çok gol yiyen ve hiç gol atamayan takım kimliğine, yani klasik bir Anadolu ligden düşmeye aday takım profili çizmekte Sivas. Fikstür çok zor geldi savunması da yanlış olur bu durumda. Büyük takım olmaya çalışıp, isteğe göre fikstür istemek diye birşey yok. Anderlecht serisi, Trabzon ve Fenerbahçe'den sonra Shaktar maçları...Kaderin oyunu mu yoksa şansı mı bilinmez, 2 sene önce Trabzonspor açılış maçı ile başlayan çıkış, yine bir Trabzonspor açılış maçı ile sonlanmak üzere. Sivasspor'un ihtiyacı olan şey ise zaman ve elleri biraz daha cebe sokup, yeni transfer. Yoksa bir hayli azalan halk desteği de kulübün üzerinden çekilip gidicek ve bu 2 senelik macera tarihin tozlu raflarına doğru yolculuğa çıkıcak.
0 comment:
Yorum Gönder